...Bizim için problem olan 'Arzularımızın doyurulması
ya da doyurulmaması' değildir.
Asıl problem arzu ettiğimiz şeyi şu an nasıl elde
ettiğimizdir.
İnsanının arzularıyla ilgili olan hiçbir şey doğal ve
spontane değildir.
Arzularımız ilkeldir.
Arzu etmek için eğitiliriz.
Sinema size neyi arzu edeceğinizi söylemez.
Sinema nasıl arzu edeceğinizi anlatır.
Sinema en önemli ayartıcı sanattır...
Slavoj Zizek… Ünlü bir
psikanalist-filozof ve kültür eleştirmeni bu son söylediğimizi sinema
kültürüyle sınırlandırıp ilk ikisiyle etkin olarak birleştirirsek çıktığımız
yol bizi ilk olarak şüphesiz The Pervert’s Cinema Guide isimli Zizek
belgeseline götürecektir.
Yönetmenliğini Sophie Fiennes’in
yaptığı bu belgesel her şeyden çok Zizek-sinema ilişkisinin güzel bir
izdüşümünden ibarettir. En başından sonuna Zizek’le ve onun Freud’cu ve
Lacan’cı bakış açısıyla dopdoludur. Bilenler bilir ki Zizek’in popüler kültür
üzerinden yürüttüğü düşünme deneyimlerini en etkin olarak sürdürdüğü alan
sinema olmuştur ve yazarın (Zizek tüm bu düşünce eylemlerini her şeyden önce
yazarak ifade eder çünkü) sinemayla ilişkili birçok kitabını da bulmak
mümkündür.
Zizek Filmlerle İlgili Analizlerini Genelde Çekildikleri Mekanlardan Bizlere Seslenerek Yapar |
Tüm bu ön bilginin ışığında
diyebiliriz ki 2 saat 26 dakikalık bir süreye sahip olan bu belgesel; filmlerin
sadece “izlemelik” ten ibaret olmadığını bilenler için izlemeye değer
bulunabilecektir. Psyco’dan Blue Velvet’e, Solaris’ten Excorsist’e, Persona’dan
Dogville’ye birçok önemli filme farklı meselelerin ışığında yaklaşan zihin
açıcı okumalara sahip bu belgesel, belirli konularda Zizek’i abartılı bulup
fikirlerine katılmayabilecek olsanız da Psikanalist bakış açısıyla film okuması
yapmanın güzel bir pratiğe dökümü olarak da bir köşeye kaydedilebilir. Sadece
bir film dediğimiz tüm bu birleştirilmiş görüntü parçalarının Erkek ve kadın
rolleri, birbirleriyle psikolojik ilişkileri, kişinin bedeniyle ilişkisi,
seyircinin filmle ilişkisi ve her şeyden çok realitenin fantezi ve arzuyla
ilişkisi meselelerinin kamera hareketlerinden mekânın kullanımına kadar birçok
ayrıntıyla iç içe olduğunun bilincinde olan Zizek, belgeselin adında da dürüstçe
belirttiği gibi tüm bunları sapkınca da olsa irdelemenin asla yabana atılacak
bir davranış olmayacağını kanıtlayabilmektedir.
Şimdi de Psyco'nun Setindeyiz, Norman Bates'in İdinde |
Etrafımızın tüm bu görsel ve
işitsel materyallerle en çok sarılıp sarmalandığı böyle bir çağda, film
izlemenin öğrenilmesi ve titizce irdelenmesi gereken bir mesele olduğu herhalde
ki şüphe götürmez bir yerde durmaktadır. Ama Zizek’in de ifade ettiği gibi
“gerçeğin ne olduğundan çok, gerçeğin içinde ne yattığını merak ediyorsanız
eğer sinemaya bakın.”
The Pervert's Guide To Cinema'nın Fragmanı